OMSAN Lojistik demiryolu taşımacılığı kapsamında ne tür hizmetler sunuyor? Bugün kaç farklı destinasyona demiryolu taşımacılığı hizmeti sunuyorsunuz? Ne tür yükleri, hangi transit sürelerle, nereden nereye taşıyorsunuz?
OMSAN Lojistik olarak, küresel bir oyuncu olma vizyonuyla hareket ediyor, müşterilerimize yüksek katma değerli hizmetler sunuyoruz. Yenilikçi uygulamaları hayata geçirirken, alanında öncü bir şirket olma hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
2017 yılında, Türkiye’nin demiryolu tren işletmeciliği yetki belgesine sahip, ilk özel tren işletmecisi olmaya hak kazandık. Bu belgeyi aldıktan sonra ilk olarak Demirdağ-İskenderun hattı cevher taşıma projesini hayata geçirdik. Bugün aynı demiryolu hattında özel tren işletmeciliğinin yanı sıra TCDD Taşımacılık A.Ş. trenleri ile Aliağa – Boğazköprü ve İskenderun – Boğazköprü hatlarında baca tozu taşımacılığı yapıyoruz.
OMSAN olarak, 500 den fazla öz mal ve kiralık vagon, 15 adet kiralık lokomotif, 300’e yakın konteynerden oluşan demiryolu filomuzla müşterilerimize ulusal ve uluslararası demiryolu taşımacılığı hizmeti veriyoruz. 2010 yılından beri yurt içi demiryolu taşımacılığı faaliyetlerimizle Türkiye’nin çeşitli noktalarında kömür, petrokok, cevher, klinker, baca tozu ve rulo sac taşımaları gerçekleştiriyoruz. Özel tren işletmeciliği kapsamında, Demirdağ-İskenderun arasında gerçekleştirilen cevher taşımalarında, transit süre 18 saat olup bu süre standart tren taşımalarına göre minimum 4 saat daha avantajlı oluyor.
Demiryolu taşımacılık hizmetleriyle müşterilerinize hizmet, zaman, maliyet, rekabet vb. açısından ne tür avantajlar sunuyorsunuz? Bu anlamda katma değerli hizmetlerinizi öğrenebilir miyiz?
Müşterilerimize maliyet ve zaman avantajının yanı sıra sunduğumuz kaliteli operasyonlarla mal ve can emniyeti yönünden güvenli taşımacılık hizmeti sunmaktayız. Bunun yanı sıra yarattığımız en büyük katma değerin “Yeşil Taşımacılık” olarak nitelendirilen demiryolu taşımacılığının yaygınlaştırılması olduğunu söyleyebiliriz. Çevre temizliği, trafik, karbon emisyonu salınımının azaltılması konularında çok önemli katkı sağlayan demiryolu taşımacılığı sürdürülebilirlik anlamında da ülkemize fayda sağlamaktadır.
Demiryolu taşımacılığı kapsamında sektörlere yönelik özel hizmetleriniz neler? Özellikle otomotiv sektörüne yönelik geliştirdiğiniz özel çözümlerden söz eder misiniz?
Karayolu üzerinden oto-taşıyıcılarımızla gerçekleştirdiğimiz Romanya–Türkiye ithalat sürecimizde, 2014 yılı itibarıyla çoklu taşıma modlarını devreye aldık. Bu kapsamda, Romanya içerisinde fabrika ve liman arasında çalışan oto taşıma vagonlarımızla limana sevk edilen araçlar, operasyonun devamında denizyolu ile Türkiye’ye getirildi. Demiryolu uygulamasının devreye alınması aynı zamanda birçok araç üreticisi markanın karbon salınımını azaltma hedeflerine de hizmet etmemizi sağladı.
2018 yılında ise, haftalık düzenli seferlerle, bitmiş araçların bayi dağıtım süreçlerinde demiryolu alternatifini kullanmaya başlayarak bu alanda bir ilke imza attık. Yurtdışından Türkiye’ye getirilen araçların, oto taşıma vagonlarıyla, Köseköy–Yenice hattında düzenlenen seferler yardımıyla bayi dağıtımlarını gerçekleştirdik. 2020 yılında bitmiş araç pazarındaki hacim artışını yönetmek adına, aynı modeli TCDD Taşımacılık A.Ş.’ye ait kapalı vagonlarla da gerçekleştirmeye başladık.
Bu yıl ise 2020 yılında çalışmalarına başladığımız projemizin meyvelerini almaya başladık. Marmaray üzerinden Avrupa’dan Asya’ya otomobil taşımacılığı projemizle dünyada bir ilke imza atmış olduk. 550 metre uzunluğundaki oto taşıma trenimiz ile Romanya’dan yüklediğimiz 200 adetten fazla otomobili, 60 metre derinliğiyle raylı sistemler tarafından kullanılan dünyanın en derin batırma tüp tüneline sahip olan Marmaray’dan geçirerek İzmit Köseköy’e ulaştırdık. Böylece dünyada denizin altından bu derinlikte otomobil taşıyan ilk şirket unvanının da sahibi olduk. Kıtalar arası demiryolu taşımacılığıyla yüklerin güvenli bir şekilde varış yerlerine ulaştırılmasını sağladık. Başarıyla gerçekleştirdiğimiz bu seferin ardından yeni uluslararası tren seferlerinin düzenlenmesi için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.
Temassız ticaret, ihracatta yaşanan kur artışları, karayollarında geçiş belgeleri ve sınır kapılarında yaşanan beklemeler demiryolu taşımacılığına talebi artırdı mı? Bu durum OMSAN Lojistik’in operasyonlarına nasıl yansıdı? 2020 yılında demiryolu ile ne kadarlık bir yük taşıması gerçekleştirdiniz?
Tüm dünyada giderek daha fazla önem kazanan demiryolunun Türkiye ihracat taşımalarındaki payı henüz yüzde 1’in altında olmasına rağmen bu oranın yükselişte olduğunu söyleyebiliriz. Pandeminin yoğun yaşandığı dönemlerde karayollarında sınırların kapanması, geçiş belgesi sıkıntıları demiryoluna ilgiyi artırdı. Haziran ayında normalleşme sürecinin başlaması ve ihracatın hızlanması demiryoluna artı bir ivme kattı.
OMSAN Lojistik olarak ise 2020 yılında demiryolu ile 3,5 milyon tondan fazla bir yük taşıması gerçekleştirdik.
Bu dönemde Türkiye-Avrupa, Türkiye-Çin ve Çin-Türkiye-Avrupa hattında önemli projeler devreye alındı. 2021 ve sonrasında Orta Doğu, Kafkaslar, Güney Doğu Avrupa ve Orta Avrupa’ya ihracatta demiryolu taşımacılığının her zamankinden daha önemli bir rol üstlenmesi bekleniyor. OMSAN Lojistik bu konularda ne tür adımlar atmayı planlıyor?
OMSAN Lojistik olarak, dijital ve çevreci iş modellerimizle birlikte entegre hizmetlerimizin arasında bulunan, Türkiye’de sınırlı sayıda hizmet sağlayıcısı olan, çevreci ve rekabetçi taşıma modu demiryolu taşımacılığının portföyümüzdeki ağırlığını artırmayı hedefliyoruz.
Yakın tarihte, 200 adetten fazla aracın tek seferde, aktarma yapmadan ve vasıta değiştirmeden kıtalar arası demiryolu taşımacılığıyla Romanya’dan güvenli bir şekilde varış yerlerine ulaştırılmasını sağladık. Marmaray’ın sunduğu bu güvenli, çevreci ve hızlı ulaşım avantajını kullanarak uluslararası demiryolu taşımacılığına hız vereceğiz.
Entegre lojistik hizmetlerimizi global bir boyuta taşıma vizyonuyla kurduğumuz ve önemli yatırımlarımız arasında bulunan Fransa, Romanya, Rusya, Fas ve Kazakistan’daki şirketlerimiz bize büyük bir coğrafyada söz sahibi olma gücü sağlıyor. Sektör trendlerini yakından izleme avantajı sunan bu yatırımlarımızla yurt dışındaki varlığımızı güçlendiriyor, lojistik hizmeti almak isteyen birçok müşterimize ulaşabiliyoruz. Bu anlamda demiryolunun artan önemini de göz önünde bulundurarak, yurt dışındaki şirketlerimizle değişik coğrafyalardaki hizmet ağımızı genişletmeyi ve demiryolu taşımalarını stratejik hedeflerimiz kapsamında artırmayı planlıyoruz.
Demiryolu taşımacılığı toplam iş hacminiz içinde nasıl bir pay alıyor? 2021 ve sonrasında bu alanda gündeminizde olan projeler ve büyüme hedefleriniz neler?
Demiryolu taşımacılığı, önümüzdeki dönemde de en çok tercih edilen alternatiflerden biri olacak. 2021 ve sonrasında da şirketimizin orta ve uzun vadeli strateji planlarına bağlı kalarak, sektördeki yenilikçi uygulamaların öncüsü olmaya ve sektörümüzün gelişimine katkı sağlamaya devam edeceğiz. Ulusal bir lojistik firması olmanın ötesinde global lojistik hizmet sağlayıcısı olma hedefiyle entegre hizmetler yelpazemizi genişleteceğiz. Tüm iş süreçlerimizde dijitalleşmeyi, müşteri memnuniyetini ve yetişmiş insan unsurunu odağımızdan kaçırmayarak; hem yurt dışı hem de yurt içindeki demiryolu operasyonlarımızın payını artırmaya yönelik hedeflerimizi hayata geçirerek sürdürülebilir büyümemizi devam ettireceğiz.
Demiryolu taşımacılığında bu süreçte yaşanan en temel sorunlar neler? Artan talep karşısında kapasite yetersizliği sorunu yaşanıyor mu?
Demiryolunda artan talebi karşılayacak uzun vadeli stratejilerin oluşturulması gerekiyor. Pandemi bize demiryolunun önemini gösterdiği kadar daha iyi hizmet için iyileştirilmesi gereken alt yapı ve ekipman eksikliği problemlerine öncelik verilmesi gerektiğini de görmemizi sağladı. Türkiye’de demiryolu yolcu taşımacılığına yönelik çok önemli çalışmalar yapıldı. Marmaray demiryolu taşımacılığında yeni bir dönem başlattı. Operasyonel süreçte; ara nakliye, yükleme-boşaltma, lashing vb. hizmetlerin eklenmesiyle birlikte demiryolu taşımacılığındaki maliyetler artıyor. Özel sektörün bu alana yatırım yapabilmesi için yapılacak teşviklerle desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.